Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaKayıt OlPortalliLatest imagesAramaGiriş yap

 

 KARAÇAY- MALKAR HALKININ KÖKENİ

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 139
Kayıt tarihi : 26/12/07

KARAÇAY- MALKAR HALKININ KÖKENİ Empty
MesajKonu: KARAÇAY- MALKAR HALKININ KÖKENİ   KARAÇAY- MALKAR HALKININ KÖKENİ Icon_minitimeC.tesi Ara. 29, 2007 3:34 am

Kafkasya halkları arasında Türk unsurunun en önemli bölümünü meydana getiren Karaçay-Malkar Halkı, yüzyıllardan beri Kuban Irmağı'nın kaynak bölgesinde, Kafkasların zirvesi Elbrus Dağı'nın doğu ve batısında yer alan yüksek dağlık arazideki derin vadilerde yaşamaktadırlar. Tarihi, antropolojik, arkeolojik ve sosyo-linguistik araştır-malar, Karaçay-Malkarlılar'ın bu bölgede uzun yıllar hakimiyet kuran çeşitli eski Türk kavimlerinin torunları olduklarını göstermektedir. Yüzyıllar boyu birlikte yaşamanın doğal sonucu olarak Karaçay-Malkar Halkıyla komşu yerli Kafkas halkları arasında etkileşmeler, etnik karışma ve kaynaşmalar da olmuştur.

Batı Hunlarının bir kolu olan Bulgar Türkleri'nin 3.-4. yüzyıllarda Kuban bölgesine yerleştikleri anlaşılıyor. (Feher, 1984; 5) Bizanslı tarihçi Diyonysius de Charax Hunların 330 tarihlerinde Kafkaslar'ın güneyine kadar indiklerini kaydetmiştir. Bunlar da Hunlar'ın Bulgar kolu idi. (Kurat, 1972; 12) M.S. 3. yüzyılda yaşayan Suriyeli tarihçi Mar Abas Katuni'ye göre ise Bulgar Türkleri, M.Ö. 149-127 yıllarında Kafkaslar'ın kuzeyinde bulunuyorlardı. (Kurat, 1972; 108) 558 yılında Kafkasya'ya gelen Avar Türkleri, bir kısım Bulgar boyları ile birlikte Balkanlar'da, Tuna bölgesine göç ettiler. 671 yılında liderleri Asparuk komutasında Balkanlar'a giden ve bugünkü Bulgaristan'a adlarını veren Bulgar Türkleri, orada Slav kabileleri arasında eriyip yok oldular.

Kafkasya'da kalan Kuban Bulgar Türkleri ise Alan ve Çerkeslerle yaşamaya devam ettiler. (Avcıoğlu, 1978; 720)


ABAZİN KÜLTÜRÜ VE EDEBİYATI


Abazinler, kuzeydoğuya doğru yayılarak bugünkü Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti'ne göç etmeye başlayınca, diğer Çerkes grupları ile daha da yakınlaştılar, hatta bazı bölgelerde kaynaştılar. Deniz kıyısından göç başlamadan önceki çağlarda bile Abazaca ile diğer Çerkes dilleri arasında benzerlik ve akrabalık vardı. Hatta karakter, davranış ve yaşam olarak iki halk grubu benzeşirdi. Her iki topluluğun konuştuğu dillerin aynı kökten oluşu, benzeşme ve kaynaşmayı güçlendirmiştir. Abazinlerin Khaberdey, Abzex, Şapsığ, Bjeduğ gibi Adığe boyları arasına karışarak yerleşmesi sonucu bu yakınlık daha da artmıştır. Abazin dili ile Adığece birbirinden sözcükler, deyimler alarak, birbirlerini zenginleştirerek çağımıza ulaşmıştır. Abazince, Abhazca ile aynı kökten olmasına karşın gelişen Abazin Edebiyatı dokusunu ve tadını Adığe edebiyatına yakın bir biçimde oluşturmuştur. Adığelerin yaşayışı, gelenekleri, giyimi, sözlü edebiyatları, kısacası folklorü, Abazinlerinki ile ayrılmayacak derecede kaynaşmıştır. Özellikle de folklorik değerleri tek bir birlik içerisinde erimiş ve bütünleşmiştir. Bugün bile bu iki halk grubu, birbirlerine sıkı sıkıya bağlı olarak yaşamaktadırlar. Kafkasya'daki durum ile Türkiye'deki yapı benzeşmektedir. Hatta Uzunyayla köylerinde yaşayan her Abazin ailenin bir Khaberdey, Hatıkhuey veya Abzekh ailesi ile kan bağı vardır. Bu bağlar o denli güçlüdür ki, Uzunyaylalılar Adığe olsun, Abazin olsun, "Adığe" sözcüğünü kendilerine genel ad olarak seçmiş ve Çerkes sözcüğünün karşılığı olarak benimsemiştir.


Adığeler ve Abazinler, yüzyıllardan bu yana bir arada, iç içe, iyi ve kötü günleri, acıları, sevinçleri paylaşmakta, birlikte ağlayıp, birlikte gülmektedirler.


Yukarıda da açıkladığımız gibi folklorun her iki grup içinde aynı anlamı taşıması, sözlü edebiyat birliğini doğurmuştur. Destanlar, masallar, atasözleri, deyimler, bilmeceler hep aynıdır. Ancak bütün bu benzerliklere karşın, ayrıntılara inilerek yapılacak bir incelemeden her iki grubun sözlü edebiyatında kimi farklılıkları görmemek olası değildir. Abazin masal ve destanlarında Adığece söylenmiş destanlara göre daha katı, daha yalın bir realizm göze çarpar. Abazin sözlü edebiyatında epik özellik ağır basar. Örneğin; Abazin sözlü edebiyatının ilk akla gelen parçalarından "Khına Yipha Minat Lıwarad (Kına Kızı Minat'ın şarkısı), Mıjıkh Yıwarad (Mujik'in şarkısı), Dziwara şarkısı (Yağmur Duası) ve diğer bilmece, atasözü, destan, tekerleme gibi metinlerde bu epik özelliği hemen izleyebiliriz. Adığe sözlü edebiyatında ve özellikle Khaberdey tekstlerindeki tam anlamı ile retorik sanatı diyebileceğimiz, süslü Huahua geleneği ve söylemde süsleme çabası göze çarpar. Özellikle Khaberdey Halk Destanlarında, duygusal ağırlıklı, süslü ve biçimsel anlatımlar dikkati çeker.


Abazin sözlü edebiyatındaki bu katı gerçekçilik, yazılı edebiyata geçişte üretilen yapıtlarda da kendini belli eder. Abazin dilinin eğitim ve edebiyat dili haline gelmesinde, ilk Abazin yazılı edebiyat yapıtlarının yayınlanmasında, Abazin Kültür ve Edebiyat dünyasının mimarı, büyük eğitimci Tobil Talustan, sözlü edebiyatın bu katı gerçekçiliğini yapıtlarına aynen yansıtmıştır. İlk yapıtlarından olan "Zuli" 1927 yılında yayınlanmıştır. Kitabın bölümleri, "Zuli, Zarila, İşçi ve Çiftçi, Marje, Okul, Warad"dır. Bilindiği gibi genç edebiyatlar genelde "Dram" janrında doğar. Zuli'de de bu gelenek sürdürülmüştür. Bu kitap, Abazin Edebiyatının temelini atmasının yanısıra Karaçay-Çerkes Edebiyatının diğer dillerde yazılan ilk yapıtlarını da etkilemiş ve yönlendirmiştir. Zira Talustan, Karaçay-Çerkes sınırları içerisinde yaşayan tüm Çerkeslere seslenebilmek amacıyla yazdıklarını önce Adığece yazmış, sonra Abazinceye çevirmiştir.


Fransız Edebiyatının temel taşlarından sayılan Malerbe için kendi çağından sonra gelen yazarlar, şiirsel bir anlatımla "Enfin, Malerbe vin" (Nihayet Malerbe geldi) demişlerdi. Bu tümceyi Talustan için de çok rahat bir biçimde söyleyebiliriz. Abazin kültürünün, dilinin ve sanatının büyük ustası Tobil Talustan'la birlikte Abazin Edebiyatı, toprağı çatlatmış ve ilk filizlerini gün ışığına çıkartmıştır.


Tobil Talustan 1879 yılında, bugün Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti sınırları içinde bulunan Bibardkıt (yeni adı ile Albırğan) köyünde doğmuştur. İlk öğrenimini Arap harfleri ile yapmış, Kur'an'ı hatmetmiştir. 1914 yılında Albırğan medresesine okutman olarak atanmıştır. Din eğitimi dışında, bu medreseyi laik bir eğitim kurumu, halkın eğitildiği bir kültür yuvası haline getirmek için çalışmıştır. Eğitimi üretim aracı olarak kullanmak, yaşamın gereksinimlerini halka öğretmek; tarih, tabiat bilgisi, coğrafya, matematik ve edebiyat dersleri vermek için çalışmıştır.


Kendisine Puşkin, Lermontov, Neguma şora, Kaş'e Adilceri gibi klasiklerin çalışma yöntemlerini önek almıştır. Arap harflerinden adapte ederek Khaberdeyce ve Abazince için alfabeler hazırlamıştır. Ancak bu çalışmaları günümüze ulaşamamıştır. Bu çalışmaları, Çarlık yönetimince kuşku ile karşılanmış ve sık sık yurdundan uzaklaştırılarak sürgüne gönderilmiştir. Çalışmalarını 1915 yılında, Teberda kentinde toplanan Eğitim Kurultayına bir bildiri halinde sununca büyük bir tepki ile karşılaşmıştır. Kurultayda, çoğunluğu oluşturan din adamlarının saldırısına uğramış, linç edilmekten kendini zor kurtarmıştır. Sürgünden gizlice kaçıp yurduna döndükten sonra kırlarda, ormanlarda gizlenerek çalışmalarını sürdürmüştür. Ormanların kuytu köşelerine toplayabildiği gençleri okutmaya devam etmiştir.


Abazin Edebiyatındaki yalın ve gerçekçi üslup, Talustan sonrası ürünlerde de süregelmiştir. Tobil İsmail aynı biçim ve geleneği "Azamat, Dağların Karanlığı, Dağlardaki şafak, Dağlardaki Aydınlık" adlı romanlarında sürdürmüştür. Jır Hamid bu biçim ve özelliğe bağlı kalmakla beraber, Adığe öykülerinde olduğu gibi, Abazin hikaye ve romanlarında da süslü anlatımın öncülerinden olmuştur. Bunda, belki de Jır Hamid'in Khaberdey dilini yazı dili olarak çok iyi bir biçimde kullanmasının da etkileri vardır. Bu insan sevgisi ile yoğrulmuş yazar, Talustan' dan sonra Abazin Edebiyatının ikinci temel taşıdır. Talustan'ın işlevini, kaldığı yerden o sürdürmüştür.


Jır Hamid 1912 yılında, Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti sınırları içinde bulunan Huıj Du (Büyük Huıj) köyünde doğmuştur. Talustan'ın önce öğrencisi, sonra iş arkadaşı olmuş, onun çalışma ve edebiyat geleneğini sürdürmüştür. Başlıca yapıtları "Özgürlüğü Olmayan Kadınlar, Oğlunun Kahramanlığını Anaya Göstermediler, Küt Burunlu Prens, Mutlu Karşılaşma, Doğru Yoldan, Yeni Deniz, Toprağımın Halkı, Ateşten Diken" ve öldüğü 1972 yılında yayınlanan "Güneşin Uyandırdıkları" başlıca yapıtlarıdır. Bunların dışında "Çerkes Khapşı", "Alaşara", "Oşhamahue", "Novi Mir", "Literaturnaya Moskovskaya" gibi gazete ve dergilerde de Abazince, Khaberdeyce ve Rusça olarak yüzlerce makale, öykü ve araştırmaları yayınlanmıştır.

Abazin Edebiyatının ikinci kuşak yazarlarından Thayts'ıxu Bemırza, Jır Hamid'in 60. Doğum yılı anısına basılan "Amara Yanarçıkhakuaz" (Güneşin Uyandırdıkları) adlı yapıta yazmış olduğu ön yazıda bu büyük yazarı bakın nasıl tanımlamakta;

"Kitabın satırları ile, harfleri ile halkına bilgi, kültür, uygarca ve insanca yaşam mesajı götürebileceğine inanan ve varlığını bu yola adayanlardandır, büyük yazarımız Jır Hamid, Huıj Du Köyü kırlarında düzgün pulluk çizgileri ile halkın üretim savaşına önderlik eden bu büyük insan, kalemi ile de halkın yaşamına doğru ve kestirme yollar çizmiştir."


Jır Hamid'in uyarıcı, yol gösterici sıcak sesinin, sevecen elinin uzanmadığı kimse kalmamıştır. Kafkasya'dan uzakta, başka kentlerde ve ülkelerde eğitimini sürdüren Kuzey Kafkasyalı gençlerin vatan özlemini gidermek, kendi öz kültürlerine bağlı kalmaları, ona yabancılaşmamalarını sağlamak için çıkartılan her gazete sayısı, her kitapçık Jır Hamid'in elleri ile postalanmış bu gençlere... 1971 yılının Kasım ayında yazmış olduğu bir mektubunda bakınız neler söylüyor: "Halkımız sayısal açıdan azdır, küçük bir toplumdur. Bu nedenle kendi öz kültürüne bağlı oldukça güçlü olabilir. Uzak kentlerde eğitim yapan, Kafkasya dışında başka ülkelerde, özellikle Ortadoğu ülkelerinde yaşayan delikanlılarımız, kızlarımız, vatanı özledikçe bu küçük kitabımızla, gazetemizle konuşsunlar. Yayınlarımız kesintisiz ulaşmalı onlara, en büyük amacım budur... Sevgili küçük kardeşim, yüzünü henüz görmediğim değerli Özdemir, o eski, köhne Abazin dünyasını aydınlığa çıkaran pencereyi açan büyük Thamademiz Tobil Talustan'ı okuduğunu yazıyorsun... Çok sevindim. Umarım Talustan'ın Sosrıkhua misali, getirdiği aydınlığın ışıkları ile yıkanırsın, beslenirsin..." Yine Thayts'ıxu Bemırza, onun ölümü üzerine bakın neler söylüyor: "Hamid, yaşamımızdan çekilmedi; yüreğini, aklını, parça parça halka bölüştürdüğü için kalbi durdu. Kanı kurudu. Abazin halkı sonsuzluğa dek onun ismini anacak, kitaplarını okuyacak, yapıtlarından gurur duyacaktır."


Abazin Edebiyatının ikinci kuşak yazarlarının yapıtlarını tek tek tanıtmak, hepsini bu kitaba sığdırmak olanaksızdır. şimdilik isimleri ile tanıtmakla yetineceğiz. Jır Hamid, Tseykhua Basarbiy, Tobil İsmail gibi Talustan'ın ilk öğrencilerinden sonra, aynı edebiyat geleneğini sürdüren ve büyük romanlar veren Cıguatan Kali, Ozan ve Yazar Thaytsıukh Bemırza, Agırba Cemalettin, Brat Kuşuk, Tanbiy Ali, Lağuç Cemalettin, Ç'ık'ıt'u Mikael, Tlabıça Mira, Dağujey Muhammet, Şhay Katya, Agaçe Muhammet, Meremkhul Alimırza, Pışmaxue Abubekir, Şarmat Maharbiy ve şu anda adlarını sayamadığım sanatçılar Abazin dilini işleyerek sayısız şiir, tiyatro yapıtı, roman, öykü ve benzeri edebiyat yapıtlarını vermişlerdir.


Bu arada T'ıgu Vladimir, Adzınba Nazir, Tobil Melbahue Nuriye, Khılış Rauf, Yekba Nazir, Meremkhuıl Vladimir gibi gramer, sözlük çalışmaları, destan derlemeleri, pedagojik yapıtlar yayınlayan yeni kuşak yazarlar da Abazin Edebiyatının daha da gelişmesi ve kökleşmesi için sağlıklı adımlarla kendilerinden önce gelen sanat adamlarının yolunda ilerlemektedirler.


KAYNAKÇA

- Bu yazının hazırlanmasında, DOROGOY Sçastya (Sbornik Proyzuedeny Abazinsky Autorov - Çerkessk 1975) adlı derleme yapıttan büyük ölçüde yararlanılmıştır.

- Tığu Vladimir; Abaza Literatura Aşakugılara - Çerkessk 1966.

- Hamid Jirov; Razbyjennie Solitsem - Çerkessk 1972.

Alıntıdır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.adige.leriz.biz/
 
KARAÇAY- MALKAR HALKININ KÖKENİ
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: KAFKASYA :: Karaçay-Cerkesk-
Buraya geçin: